15 Nisan 2014 Salı

Düğün fotoğrafçısı mekan seçimi

Çekimi yapılacak çifte göre mekan seçimi
Bütün hazırlıklar yapılıp sıra düğün fotoğrafı çekimine geldiğinde ilk akla gelen şey nerede çekim yapılacağı olur. İşte bu noktada iyi düşünüp doğru karar vermek önemlidir.
Fotoğraf çekimlerinizin yapılacağı mekan sizi ve tarzınızı yansıtır. Bu yüzden çiftin yaşantısı, istekleri, ruh hali hatta normal hayattaki giyim tarzı bile mekan seçiminde rol oynar.  Bu yüzden karşılıklı istişare ederek nasıl bir mekan olması gerekdiğine birlikte karar verilmelidir.
Yerinde duramayan zıpır bir çifte lunapark dersek sizce hayır der mi? Hatta uçakta evlilik teklifi yapma gibi hayatı hep uçlarda yaşayan birine Vialand gibi bir eğlence mekanında uçmalı kaçmalı bir çekim yapmayı önerirsek yerinde bir mekan seçimi olabilir. Daha sakin, asil pozlardan hoşlanan bir çifte eski harabe fabrikalar, mümkün olabiliyorsa bir tekne üstü veya bir yat, gün batımı, sokak araları hatta gece pozları bile kullanabiliriz. Çift nostalji temalı pozlardan hoşlanan bir tarza sahipse klasik arabalar, tarihi saraylar-mekanlar, hatta eski İstanbul sokakları doğru bir mekan seçimi olacaktır. Daha doğal, doğallık ve sadelikten yana olan çiftlere de içerisinde elektrik direkleri ya da doğal ayrıntıları bozan figürler olmayan parklar, içerisinde köprü olan ormanlar veya göl kenarları gibi sade mekanlar seçilebilir.
Mekanın tören alanına olan uzaklığı
Düğün fotoğraflarınızı düğün veya nişan töreniniz ile aynı güne almak zorunda kaldıysanız mekanın tören alanına olan uzaklığı asla gözden kaçırılmaması gereken bir detaydır. Hatta kuaförüde bu hesaplamaya dahil edip akıllı bir üçgen belirlemeniz çok akıllıca olacaktır.
Düğün veya nişan fotoğraflarınızın çekileceği mekana karar verirken kuaföre en az iki saat, çekime  en az 2-3 saat ve trafikte kalacağınız süreye de yaklaşık 1 ila 2 saat eklemeniz şarttır. Hatta çekim ve tören İstanbul’da yapılacaksa trafik ilk düşünülmesi gereken detaydır.  Bu yüzden işin kuaför kısmı maksimum sabah 8’de başlanmış olması gerekir. En geç saat 11’de kuaförden çıkıldığı düşünülürse çekim mekanına en erken saat 12 gibi ulaşırsınız demektir. Mekanın şartlarına göre en az 2 ila üç saat süren çekimden mola vermeniz gerektiği zamanlarıda eklersek saat 4 gibi ancak çıkarsınız. Bu süreden sonra tekrar eve dönme, evden salona geçiş sürelerinide eklersek tüm işlerinizi ucu ucuna yetiştirdiğinizi göreceksiniz. Biz burada olması gereken saatleri yazsakta deneyimlerimiz bize şunu göstermiştir. Hiç bir gelin kuaförden tahmin ettiğimiz saatte çıkmamıştır. En az bir saat rötarlı bir hazırlık olmuştur. Hatta beklenmedik o kadar farklı detaylar damadın yakasına yapışır ki o gün, çekim mekanında 15 dakika kalıp stresten bize adapte olamamış ve mekanı terketmiş çiftlerimiz bile olmuştur. Bu gibi olumsuzluklar yaşanmaması için rehavete kapılmadan gün içindeki programınızı hızlıca yapmanızı ve buna uymanızı öneririz. Kaynak: Ankara düğün fotoğrafçısı

Etiketler:

Düğün fotoğrafı ve Photoshop

Fotoğrafta dijital işleme gerekli midir?
Bir insanın kendine özgü doğal haline kimsenin görsellik olarak itiraz edeceğini sanmıyorum. Ama özellikle bayanlar mutlaka en az gözlere kalem, sürme vs. gibi bir şey, en fazla ayna karşısında üç saat makyaj yaparlar. Yanaklardaki allık oranını arttırma, çiltteki lekeleri fondöten ile kapatma, diğer detaylara keskinlik kazandırma gibi bir çok işlem sayılabilir. Bu gibi müdahalelerle makyaj yapan bayanların hepsi makyajlı halleriyle mutlu bir şekilde insanların karşısına çıkarlar. Erkekler de aynı şekilde saçlara şekil verme,  jöle veya limon türü şeylerle parlatma gibi kendi zevkine göre müdahaleler yaparlar. Buradan baktığımız zaman insanın kendi görselliğine müdahale etmesine kimsenin bir itirazı olmaz. Hatta aksine birbirlerine “çok güzel görünüyorsun, çok şık olmuşsun” gibi iltifatlarda bile bulunurlar. Estetik cerrah müdahalesi gibi ‘manipülasyon’ kıvamında müdahaleler hariç, bu tarz ölçülü, doğallığı asla etkilemeyecek müdahaleler elbette fotoğrafta sorun teşkil etmez ve sıkçada kullanılır. Sorun bunu yanlış kullanan ellerdedir.
Bu örnekteki model, en profesyonel yabancı modeller arasındadır. (Kürk çekimlerimizden.) Ama yinede müdahale gereklidir.
Retouch1
Retouch nedir?
Fotoğraflar üzerinde düzeltme ve oynamaların tümüne bu isim verilir. Profesyonel bir retouch uzmanı cilt gözeneklerini yok etmeden hatta detayları daha da arttırarak, kişinin doğallığını da bozmadan bir fotoğrafa müdahale edebilir. Hatta bir fotoğraf hangi makineyle hangi ışık şartlarında çekilirse çekilsin düzeltilmesi gereken tonlarca detay taşır. Amatör fotoğrafçıların yaptığı müdahalenin adına ‘Retouch’ demeleri onu bir yere taşımaz, işlemin kendisi esastır. Sadece lekelerin alınmasına hala rotuş denir. Diğer müdahalelerin toplamıyla adı ‘Retouch’ diye geçer. Ortaokul zamanlarımda fotoğrafçıda çıraklık yaparken ve henüz dijital makineler piyasada bu kadar yaygın değilken rotuş işlemini fotoğraf negatifinin yani filminin üzerine, ışıklı bir masada ucu sıfır numara zımparayla sivriltilmiş, tozu pamukla alınmış en koyu uçlu kurşun kalemle yapardık. Fotoğraf filminin negatif bir baskı olduğunu düşünürsek beyaz noktaları karaladığımızda bu lekeler baskıda çıkmazdı. Yani bu ihtiyaç fotoğrafın icadından beri (1822) vardır.
Gerçekte ‘Retouch’ işlemi için kullanılan program, sadece Photoshop değildir. Yılların birikimi, deneyimi ve araştırmasıyla edindiğimiz Retouch yöntemlerini yazmayı gereksiz bulduğum için işin o kısmına girmiyorum. Fakat bu işi profesyonelce yapmanın yolu en az 2-3 farklı programdan daha geçer. Elbette programların hepsini edinmek, yağlı boya seti, fırça ve tuval edinmeye benzer. Sonrası maharetli ellerinize kalmış.
ÖNEMLİ NOT: Bu yazıdan sonra çok güzel fotoğrafların sırrı bu dijital işleme bağlıdır gibi bir yanlış algıya asla kapılmayın! Doğru şartlarda çekilmeyen hiç bir fotoğrafı Photoshop kurtarmaz! Fotoğrafı renk ve keskinlik anlamında şaha kaldıran yegane şey “ışıktır”.
Dijital müdahale doğru yapılmazsa?
Fotoğrafa yapılan dijital müdahale, profesyonel bir elde yapıldığı sürece fotoğrafa artı sağlar. Ciltteki lekeleri yok etmek olmazsa olmazıdır bu işin. Günümüz düğün fotoğrafçılarının bir çoğu (hatta stüdyo fotoğrafçıları) bu lekeleri temizlerken cilt gözeneklerini ve cildin doğal izlerini yok ederler. Buda asla olmaması gereken, adı tam da ‘Şoplamak’ denilen şey olur. Bu gözeneklerin gitmesini kendilerince kişiyi gençleştirdiği için iyi sanırlar ama maalesef kişi tanınmaktan çıkar, plastik yüzeyli bir cilde bürünür. Bu “Retouch” işleminden haberleri olmadıkları anlamına gelir. Gerçek bir retouch ustası bu gözenek ve kişisel izleri yok etmeden kişiyi çok daha güzel hale getirebilir.
Manipülasyon algısı..
Yukarıda teknik detaylara girmeden olumlu yönde etkileri olduğundan bahsettiğim ‘retouch’ işlemi kesinlikle manipülasyon ile karıştırılmamalıdır. Manipülasyon uygulaması yapıldığında kişinin burnunu küçültebilir, göbeğini eritebilir, kaşlarını sert bakışlı hale bile getirebilirsiniz. Hatta manipülasyonun bir sınırı yoktur desek yeridir. Kişiye ister gıdı yaparsınız, ister saçlarından bıyık. Bu çok zahmetli bir iş olduğu için özel istek olmadığı sürece zaten böyle bir müdahaleye kimse kalkışmaz. Fakat yinede fotoğrafa müdahale veya Photoshop dendiğinde akla bu tür müdahaleler gelir. Aralarındaki farkta yeteri kadar bilinmediği için çokça karıştırılır.
Düğün fotoğrafçısı bu işlemi kullanır mı?
Elbette tüm fotoğraf alanlarında olduğu gibi profesyonel düğün fotoğrafçısı’da bu yöntemleri fotoğraflarında kullanabilir, hatta kullanmalıdır.Yalnız bu yöntemi en yanlış kullanan alanların başında düğün fotoğrafçılığı geliyor. Otomadik modda bir kaç fotoğraf çektikten sonra fotoğrafçılığa soyunan kişiler ilk etapta bu tarz müdahalelerden habersizdirler. Günümüz düğün fotoğrafçıları makineyi gözüne sokmuş bir fotoğrafla kendisine profil fotoğrafı yaptıktan sonra ilk iş öyle veya böyle kendine bir kaç kurban bulmak olur. Düğün fotoğrafını sadece fiyat odaklı inceleyen çiftler tamda bu noktada biçilmiş kaftandır. Akıllı telefonların bile 42 Megapixel fotoğraf çektiği günümüzde görüntü oluşuyorsa fotoğrafta var demektir. Çekilen onbinlerce kareden seçilmiş üç beş kare fotoğraf, fiyat endeksli düğün fotoğrafçısı arayan çiftleri ikna etmek için yeterlidir. Tüm şartlar oluştu ve fotoğraf çekildi, tamam. İşte tamda bu noktadan sonra günümüz düğün fotoğrafçısının aklında bir ampul yanar: bu işte bir eksik var? İşte bu! :) Şimdi bunları işlemek için bir programa ihtiyaç vardır… Bu noktadan sonra bulunan her program iş görür, yapılan her müdahale mübahtır. Hiç bir şeyden haberi olmayan insanlar cd’yi aldıktan sonra bile ne ile karşılaştıklarını pek anlamazlar. (İşini hakkıyla yapanları tenzih ederiz.)
* Ne ile karşılaşacağımızı bildiğimiz sürece sorun yoktur. Bize düşen, uzman olduğumuzu düşündüğümüz alanda insanları bilinçlendirmektir.
Sonuç:
Düzgün çekilmemiş hiç bir fotoğrafı Photoshop veya Retouch kurtarmaz. Kompozisyonu, ışığı, ifadesi ve duygusu tam kurgulanmış bir fotoğraf harika bir arabayı cilalamaya benzer. Düğün fotoğrafçısı ankara olarak çalışanlar da bu tarz teknikler kullanmaktadır.

Etiketler: , ,